Maraş adının nereden geldiği ve anlamının ne olduğuna dair birkaç görüş ileri sürülmektedir. Ünlü tarihçi Herodot, Maraş şehrini Hitit komutanlarından Maraj adlı birisinin kurmasından dolayı şehre Maraj adı verildiğini belirtmektedir. Hitit İmparatorluğu ( M.Ö. 2000 - 1200 ) zamanında bu devletin önemli merkezlerinden biri olan şehrin adı, Hititlerden kalan yazıtlarda Maraj ve Markasi şeklinde geçmektedir.
Maraş´ın adının Hititlerden geldiğini doğrulayan Asur kaynaklarında bu şehrin adı Markaji şeklinde geçer. Asur krallarından Sargon´un zamanından kalan Boğazköy yazıtlarında Maraş´ın adı geçmektedir.Hitit Devleti´nin merkezlerinden biri olan Maraş´ın adı bu dönemde Gurgum şeklinde belirtilmektedir.
Maraş´ın adının Hititlerden geldiğini doğrulayan Asur kaynaklarında bu şehrin adı Markaji şeklinde geçer. Asur krallarından Sargon´un zamanından kalan Boğazköy yazıtlarında Maraş´ın adı geçmektedir.Hitit Devleti´nin merkezlerinden biri olan Maraş´ın adı bu dönemde Gurgum şeklinde belirtilmektedir.
Maraş´ın bugünkü yerine taşınmadan önce iki kez yer değiştirdiği rivayet edilmektedir. Bunlardan birine göre ilk Maraş´ın bugünkü şehrin 20 km. güneyinde Erkenez Çayı kenarında Elmalar Köyü´ne yakın Himli Höyük civarında kurulduğu zannedilmektedir. Asuriler tarafından M.Ö.2500 yıllarında Maraş´ın burada kurulduğu iddia edilse de bunun böyle olmadığı,
buradaki kalıntıları büyük bir şehir merkezinin harabelerinin olamayacağı ve muhtemel bir Asur ticarî koloni kasabasının Himli Höyük civarında olduğu tahmin edilmektedir. Maraş´ın ikinci yerinin bugünkü Karamaraş denilen ve Namık Kemal Mahallesi´nin bulunduğu yer olduğu söylenilmektedir. Maraş´ın, buraya Hamdanoğulları Hükümdarı Seyfüddevle tarafından (M.S. 944-967) taşındığı belirtilir. Şehrin şimdiki kale ve çevresine ise Dulkadiroğlu Alaüddevle tarafından taşındığı tahmin edilmektedir. Yukarda bahsedilen görüşlerin doğruluğu tartışılmaktadır. Maraş´ın bugünkü olduğu yerde ve bilhassa da Mağaralı Mahallesi´nin bulunduğu mevkide kurulduğunu öne süren araştırmacılar da bulunmaktadır.
buradaki kalıntıları büyük bir şehir merkezinin harabelerinin olamayacağı ve muhtemel bir Asur ticarî koloni kasabasının Himli Höyük civarında olduğu tahmin edilmektedir. Maraş´ın ikinci yerinin bugünkü Karamaraş denilen ve Namık Kemal Mahallesi´nin bulunduğu yer olduğu söylenilmektedir. Maraş´ın, buraya Hamdanoğulları Hükümdarı Seyfüddevle tarafından (M.S. 944-967) taşındığı belirtilir. Şehrin şimdiki kale ve çevresine ise Dulkadiroğlu Alaüddevle tarafından taşındığı tahmin edilmektedir. Yukarda bahsedilen görüşlerin doğruluğu tartışılmaktadır. Maraş´ın bugünkü olduğu yerde ve bilhassa da Mağaralı Mahallesi´nin bulunduğu mevkide kurulduğunu öne süren araştırmacılar da bulunmaktadır.
Mağaralı Mahallesi civarında bulunan arkeolojik bulgular da buranın çok eski dönemlerden beri yerleşim merkezi olduğunu ispatlamıştır. Ayrıca, kalenin de tarihi Hititlere kadar dayanmaktadır. Maraş´ı ilk fetheden Müslüman Arapların, fetihlerini belirten kaynaklar, Maraş´ın ortasında büyük bir kale olduğunu ve etrafının hendeklerle çevrilmiş bulunduğunu (hendeklerden kastedilen kalenin iki tarafındaki dere) açıklamaktadır. Ayrıca Maraş´ı kuran Hititlerin, Anadolu´ya Asurlar´dan önce sahip oldukları görülmektedir.
Hitit tarihinin Anadolu´daki başlangıcı belli değildir. Ancak M.Ö.2000´li yıllarda yazılı belgeler sayesinde Hitit tarihi bilinmektedir.
Hitit tarihinin Anadolu´daki başlangıcı belli değildir. Ancak M.Ö.2000´li yıllarda yazılı belgeler sayesinde Hitit tarihi bilinmektedir.
Kahramanmaraş ve çevresinde ilk yerleşen ve hüküm süren birlikler Hititler'dir. Çevrede bulunan çanak ve çömlekler, Hititler'in burada hüküm ve egemenliklerini sürdürdüklerini ortaya koymaktadır. Hitit kalıntılarının en belirgin özelliğine Elbistan-Karahöyük'te rastlanmaktadır. Orta Anadolu ve Batı Anadolu'da Hitit imparatorluğu'nun çöküşü zamanında (M.Ö. VIII. yy.) Hitit Kargamış Krallığı burada hüküm sürdü.
Geç Hitit Prenslikleri zamanında Kahramanmaraş ve çevresinde Hititler'in "Gurgum Kent Devleti" egemenliğini sürdürdü. Asur yazılarının yanında, diğer çeşitli kaynaklardan da öğrenildiğine göre, bu dönemlerde şehrin adı "Markasi" idi. Gurgum Kent Devleti'nin başında, Kral Muttalli bulunuyordu. M.Ö. 721'de Gurgum Devleti Asurlulara bağlandı. Hititler bir arada Kimmerler'in, sonra da İskitler'in akınlarına maruz kaldılar. Fakat kısa bir süre sonra tekrar bağımsızlıklarını ilan ettiler. (M.Ö.660)
Geç Hitit Prenslikleri zamanında Kahramanmaraş ve çevresinde Hititler'in "Gurgum Kent Devleti" egemenliğini sürdürdü. Asur yazılarının yanında, diğer çeşitli kaynaklardan da öğrenildiğine göre, bu dönemlerde şehrin adı "Markasi" idi. Gurgum Kent Devleti'nin başında, Kral Muttalli bulunuyordu. M.Ö. 721'de Gurgum Devleti Asurlulara bağlandı. Hititler bir arada Kimmerler'in, sonra da İskitler'in akınlarına maruz kaldılar. Fakat kısa bir süre sonra tekrar bağımsızlıklarını ilan ettiler. (M.Ö.660)
Sürekli güneyden kuzeye, kuzeyden de güneye doğru göç eden Kimmerler'in yerleşik bir devlet kuramaması üzerine, bir ara Kahramanmaraş ve çevresi Asurlular'ın egemenliği altında kaldı. Bu sırada, merkezi İran'da olan Med'ler, Keyaksares komutanlığında bir orduyla Anadolu'ya geldiler. Güneydeki zengin komşusu Babil krallığındann da yardım alarak Asurlulara karşı büyük bir saldırı düzenlediler. Asurlular çaresiz kalınca, bütün Asur mallarına el koyup yağmaladılar (M.Ö. 612). Asurluların başşehri sayılan Ninova'nın Medler'e geçmesinden dolayı, Asurlular'ın hükümranlığında bulunan Kahramanmaraş ve çevreside Medler'in egemenliği altına girdi.
(M.Ö. 612). Medler, sürekli yağmacı ve yayılmacı bir politika izlediklerinden, ekonomik yönden güçlenemediler. Kahramanmaraş'ta yaşayanlar, Medler zamanında fakirleşmeye başladılar. Bu arada Pers ve Pers soyundan olanlar, Medler'in tutumlarını beğenmiyorlardı. Nihayet Güney Iran'da toparlanan Persler'in Ahameniş soyundan olanları, II. Kiros komutasındaki ordularıyla Medler'in üzerine yürüdüler. M.Ö. 550'de Medler'i yenerek bozguna uğrattılar. Orta Anadolu'ya kadar hertaraf Persler'in egemenliğine girdi. Dolayısı ile Kahramanmaraş ve çevreside Persler'in egemenliği altına girmiş oldu.
(M.Ö. 612). Medler, sürekli yağmacı ve yayılmacı bir politika izlediklerinden, ekonomik yönden güçlenemediler. Kahramanmaraş'ta yaşayanlar, Medler zamanında fakirleşmeye başladılar. Bu arada Pers ve Pers soyundan olanlar, Medler'in tutumlarını beğenmiyorlardı. Nihayet Güney Iran'da toparlanan Persler'in Ahameniş soyundan olanları, II. Kiros komutasındaki ordularıyla Medler'in üzerine yürüdüler. M.Ö. 550'de Medler'i yenerek bozguna uğrattılar. Orta Anadolu'ya kadar hertaraf Persler'in egemenliğine girdi. Dolayısı ile Kahramanmaraş ve çevreside Persler'in egemenliği altına girmiş oldu.
Persler doğunun ve Iran tarafında hüküm süren en zengin imparatorluklardan biriydi. 0 dönemlerde, doğu ile batı arasındaki önemli ticaret yolları ellerinde bulunuyordu. Güçlü ve ekonomik yönden kalkınmışlığın gereği, batıdaki alınan şehirleri de güçlendirme ve imar etme çabası içine girdiler. Kahramanmaraş ve çevresinin toprağı, zengin ve verimli olduğundan, burada genelde toprağa dayalı çalışmayı ön planda tuttular. Kahramanmaraş, Persler zamanında ekonomik yönden gelişip güçlendi. Persler zamanında şehrin ismi "Markasi" diye söyleniyordu.
Bu dönemlerde Kahramanmaraş'ın güney kesimlerinde tarım yapılırken, Elbistan, Afşin ve Binboğa sırtlarında iklim yapısı gereği hayvancılığa daha çok önem veriliyordu. Persler ateşe taptıkları halde, bu yörede yaşayan halkın dini inançlarına pek karışmadılar. Yerli halk çiftliklerde köle olarak çalıştırıldılar. Başlarında ise sürekli asker bulunduruldu. Persler, M.Ö. 333'de Büyük İskender'e yenilince, Anadoluda olduğu gibi, Kahramanmaraş'ta Büyük Iskender komutasındaki Makedonyalılar'ın egemenliğine geçti.
Bu dönemlerde Kahramanmaraş'ın güney kesimlerinde tarım yapılırken, Elbistan, Afşin ve Binboğa sırtlarında iklim yapısı gereği hayvancılığa daha çok önem veriliyordu. Persler ateşe taptıkları halde, bu yörede yaşayan halkın dini inançlarına pek karışmadılar. Yerli halk çiftliklerde köle olarak çalıştırıldılar. Başlarında ise sürekli asker bulunduruldu. Persler, M.Ö. 333'de Büyük İskender'e yenilince, Anadoluda olduğu gibi, Kahramanmaraş'ta Büyük Iskender komutasındaki Makedonyalılar'ın egemenliğine geçti.
Kahramanmaraş'ta Persler hüküm sürerken, Büyük İskender komutasındaki Makedonyalılar, İssos'ta Pers ordularını yenerek bozguna uğrattılar (M.Ö. 333). Bu tarihten sonra Makedonyalıların güçlü imparatorluğu Anadolu'nun her tarafındaki hüküm süren Persler'in egemenliğine tamamen son verdiler. Bu defa da, Anadolu tamamen Makedonyalılar'ın egemenliği altına girdi.
Anadolu ile birlikte Kahramanmaraş ve çevresi de Makedonya İmparatorluğu yönetiminin emrine girmiş oldu. Makedonyalılar zamanında şehrin ismi "Markasi" olarak söylendi. Büyük İskender, Hatay'ın İssos (Ayas) Ovas'ında son Pers hükümdarı III. Darius'u mağlup ettikten sonra Kahramanmaraş, Tekir, Göksun, Afşin ve Elbistan üzerinden İran'a yürümüştür. Bu dönemlerde Afşin ve Göksun köylerinde Hellenizm medeniyetinin izleri görülmektedir. Halen bu döneme ait eserler Kahramanmaraş Lisesinin yanındaki Kahramanmaraş Müzesi'nde sergilenmektedir. Aradan sekiz yıl geçtikten sonra, Makedonya İmparatoru Büyük İskender'in aniden ölmesi ile birlikte, yönetim boşluğundan, Makedonyalılar da kendiliğinden dağıldılar. (M.Ö. 323)
Anadolu ile birlikte Kahramanmaraş ve çevresi de Makedonya İmparatorluğu yönetiminin emrine girmiş oldu. Makedonyalılar zamanında şehrin ismi "Markasi" olarak söylendi. Büyük İskender, Hatay'ın İssos (Ayas) Ovas'ında son Pers hükümdarı III. Darius'u mağlup ettikten sonra Kahramanmaraş, Tekir, Göksun, Afşin ve Elbistan üzerinden İran'a yürümüştür. Bu dönemlerde Afşin ve Göksun köylerinde Hellenizm medeniyetinin izleri görülmektedir. Halen bu döneme ait eserler Kahramanmaraş Lisesinin yanındaki Kahramanmaraş Müzesi'nde sergilenmektedir. Aradan sekiz yıl geçtikten sonra, Makedonya İmparatoru Büyük İskender'in aniden ölmesi ile birlikte, yönetim boşluğundan, Makedonyalılar da kendiliğinden dağıldılar. (M.Ö. 323)
Makedonyalılar ve Kapadokya Krallığı zamanında, Kahramanmaraş ve çevresinde Hellenizm kültürü giderek tamamen yok olmuştur. Bunun yerini Semitik kültürü aldı. Romalılar zamanında, Kahramanmaraş ekonomik yönden canlılığını gitgide yitirmeye başladı. Romalılar, Suriye'yi hem güney hemde kuzey bölge olmak üzere ikiye ayırdılar. Kuzey bölgesinin adına "Kommagene Bölgesi" adını verdiler. Kuzey Suriye Vilayetine bağlı olan en önemli yerleşim bölgesinin başında Kahramanmaraş ve Adıyaman geliyordu.
Kahramanmaraş, Romalılar döneminde önemli bir merkez haline getirildi. Bu dönemde şehrin adı "Germanike" diye söylendi. Romalılar zamanında başka şehirlerde birçok ayaklanmalar oldu. Fakat, Kahramanmaraş sakin bir yaşantı içerisindeydi. Kahramanmaraş bölgesine yapılan Sasani istila girişimleri sonuçsuz kaldı. Roma Imparatorlarından Valens döneminde (M.S. 364-378) Kahramanmaraş olağanüstü korunmaya alındı. M.S. 395 yılında Roma'nın doğu ve batısı olmak üzere ikiye ayrılmasıyla birlikte, Kahramanmaraş Bölgesi de Doğu Roma, yani Bizans'ın payına düştü.
Kahramanmaraş, Romalılar döneminde önemli bir merkez haline getirildi. Bu dönemde şehrin adı "Germanike" diye söylendi. Romalılar zamanında başka şehirlerde birçok ayaklanmalar oldu. Fakat, Kahramanmaraş sakin bir yaşantı içerisindeydi. Kahramanmaraş bölgesine yapılan Sasani istila girişimleri sonuçsuz kaldı. Roma Imparatorlarından Valens döneminde (M.S. 364-378) Kahramanmaraş olağanüstü korunmaya alındı. M.S. 395 yılında Roma'nın doğu ve batısı olmak üzere ikiye ayrılmasıyla birlikte, Kahramanmaraş Bölgesi de Doğu Roma, yani Bizans'ın payına düştü.
Romalılar'ın doğu ve batı olmak üzere ikiye ayrılmasından sonra, Kahramanmaraşta tamamen Bizanslılar'da kaldı. Bizanslılar zamanında şehrin adı "Marasion" olarak geçmektedir. Kahramanmaraş, bu dönemde Müslüman Araplar'la Bizanslılar'ın sınırında önemli bir askeri üs olma özelliğini kazandı. Tam sınırda olmasından dolayı, bazan Bizanslılar'a, bazan da Araplar'ın hakimiyetine geçti. Her defasında da çok tahribat görmesine rağmen yeniden onarılmıştır.
Bizans Imparatoru I. Justianus zamanında (527-565) doğudan gelen SasaniIer le uzun süre çatışmalar oldu. Kahramanmaraş'ta bu çatışmalardan oldukça çok zarar gördü.
Bizanslılar'ın ekonomik yönden güçsüzlüğünü fırsat bilen Sasaniler, 605'de içanadolu'ya kadar gelerek, Kayseri'yi daha sonra da Kahramanmaraş'ı işgal ettiler. Sasaniler 7 yıllık aradan sonra 611'de Kahramanmaraş'tan geri çekilmek zorunda kaldılar.
Bizans Imparatoru I. Justianus zamanında (527-565) doğudan gelen SasaniIer le uzun süre çatışmalar oldu. Kahramanmaraş'ta bu çatışmalardan oldukça çok zarar gördü.
Bizanslılar'ın ekonomik yönden güçsüzlüğünü fırsat bilen Sasaniler, 605'de içanadolu'ya kadar gelerek, Kayseri'yi daha sonra da Kahramanmaraş'ı işgal ettiler. Sasaniler 7 yıllık aradan sonra 611'de Kahramanmaraş'tan geri çekilmek zorunda kaldılar.
Dört Halife döneminde zamanın Suriye Valisi Muaviye, zaman zaman Anadolu'nun içlerine doğru akınlar yapmaya başladı. M.S. 632'de Halid Bin Velid komutasındaki Müslüman Orduları Kahramanmaraş üzerine yürüdüler. 0 zamanda Kahramanmaraş Kalesi'nin içi Bizanslı askerlerle dolu idi.
Bizanslı kale koruyucuları karşılarında Büyük Islâm ordularını görünce, kendilerine zarar verilmemek şartıyla teslim olup kaleyi Müslüman Ordulara teslim etmeyi kabul ettiler. Halid Bin Velid emriyle Kahramanmaraş kalesi yıktırılarak, kendi usluplarına göre yeniden onarttırıldı.
Bizanslı kale koruyucuları karşılarında Büyük Islâm ordularını görünce, kendilerine zarar verilmemek şartıyla teslim olup kaleyi Müslüman Ordulara teslim etmeyi kabul ettiler. Halid Bin Velid emriyle Kahramanmaraş kalesi yıktırılarak, kendi usluplarına göre yeniden onarttırıldı.
777'de Kahramanmaraş halkı, Bizans topraklarına saldırarak yağmaladılar. Kahramanmaraş halkı ile başedemeyeceğini anlayan Bizanslılar, bu defa büyük bir ordu ile (110.000 kişilik) Kahramanmaraş'ı kuşattılar (779) Bizanslılar şehri yakıp yıktıktan sonra geri çekildiler. 865 yılına kadar Kahramanmaraş, Müslüman Arablarla Bizanslılar arasında sürekli el değiştirdi. Bu durum karşısında şehir adeta bir harabeye döndü. 886'da kesin olarak Müslüman Arablar'ın egemenliğine geçti.
Aynı yılın sonunda Bizanslılar kuzeyden şimdiki Göksun Tekir ve Kılavuzlu Köyü üzerinden gelerek şehri tekrar kuşattılarsa da Müslüman Arablar'ın çetin direnişi karşısında tutunamadan geri çekilmek zorunda kaldılar. Bu sırada kenar mahallelere zarar verdiler. Aradan gegen 15 yıl sonra Bizanslılar'ın ünlü komutanı Andronikos, Müslüman Arabları yenerek Kahramanmaraş'ı tekrar ele geçirdi. Kahramanmaraş 916 yılında da Ermeniler'in yağmalamasına sahne oldu.
Aynı yılın sonunda Bizanslılar kuzeyden şimdiki Göksun Tekir ve Kılavuzlu Köyü üzerinden gelerek şehri tekrar kuşattılarsa da Müslüman Arablar'ın çetin direnişi karşısında tutunamadan geri çekilmek zorunda kaldılar. Bu sırada kenar mahallelere zarar verdiler. Aradan gegen 15 yıl sonra Bizanslılar'ın ünlü komutanı Andronikos, Müslüman Arabları yenerek Kahramanmaraş'ı tekrar ele geçirdi. Kahramanmaraş 916 yılında da Ermeniler'in yağmalamasına sahne oldu.
Devlet Hatun: Dulkadirli Şaban Bey'in kızıdır. Yıldırım Bayazıt'ın eşi olup, saraya giden ilk gelin.
Genel Olarak: Toplumun yaşayış alışkanlıkları, dünya görüşleri hakkında bize bilgi veren en sağlam kaynaklar, şüphesiz o toplumun gelenek ve görenekleridir. Bunlar halk kültürünü kuşaktan kuşağa canlı olarak iletirler. Kahramanmaraş'ta bu durum canlılığını muhafaza etmektedir. Ancak zamanla o güzelim gelenekler hurafe haline gelmektedir. Bütün düğünlerin Çarşamba günü başlaması, çamaşır yıkamanın yalnız Salı ve Perşembe günü olması, bir kimsenin bir yere giderken ilk adımını sağ ayakla, yapacağı bir işe sağ elle başlaması, Cuma günü yolculuğa çıkılmaması, yeni doğum yapmış bir kadına albasmaması için yatağının altına soğan, sarımsak ve bıçak koymaları, bir kimse evden yolculuğa çıkarken arkasından bir kova su dökmeleri ve balkonun bir köşesine ayna koymaları... Bahtaçmak (Evlenemeyen kız ve erkeklerin bahtlarını açmak) için çarşaflı bir kadın Cuma günü Caminin kapısı önünde bekler, Cuma Namazından ilk çıkan adama elindeki kapalı kilidi açtırır. Kendi inançlarına göre artık o bekârın bahtı açılmış olur. Yeni yapılan bir evin damının ön kısmına nazar olmasın diye geyik boynuzu takarlar. Zifaf gecesi gerdeğe giren damat ve gelin kapıdan içeri girerken hangisi daha önce diğerinin ayağına basarsa evlilik hayatı boyunca ayağa ilk basan aileye hâkim olmuş olur. Kahramanmaraş halkı inanç ve geleneklerine çok bağlıdır. Bilhassa kadınlar bunlara çok önem verirler. Kahramanmaraş'ta kadınlar arasında kurşun dökme yaygındır. Bir kimseye nazar olmaması için kurşun döktürülür. Bir kimsenin yakın geleceğini bilmek için su içine kurşun attırılır.Kahramanmaraş'ın kendine has adetlerini, gelenek ve görenekleri eminizki ilginizi çekecektir.Bir halk kültürünün büyüyerek ne denli güçlü bir kültür oluşturduğunu göreceksiniz ve şehrimizin bu denli büyük bir kültüre sahip olan ender şehirlerden biri olduğunu bir kez daha anlayacaksınız.
KAHRAMANMARAŞ RESİMLERİ
KAHRAMANMARAŞ FOTOĞRAFLARI
KAHRAMANMARAŞ MANZARALARI
KAHRAMANMARAŞ GÖRÜNTÜLER
KAHRAMANMARAŞ VİDEO
KAHRAMANMARAŞ SPOR
KAHRAMANMARAŞ YEMEKLERİ
KAHRAMANMARAŞ TARİH
KAHRAMANMARAŞ COĞRAFYA
KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM
KAHRAMANMARAŞ RESİMLERİ
KAHRAMANMARAŞ FOTOĞRAFLARI
KAHRAMANMARAŞ MANZARALARI
KAHRAMANMARAŞ GÖRÜNTÜLER
KAHRAMANMARAŞ VİDEO
KAHRAMANMARAŞ SPOR
KAHRAMANMARAŞ YEMEKLERİ
KAHRAMANMARAŞ TARİH
KAHRAMANMARAŞ COĞRAFYA
KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder